Salı, Aralık 18, 2012

EVDE KUZU TANDIR LEZZETİ




Koyun eti , Osmanlı İmparatorluğunun özellikle yükselme döneminden sonra mutfağımızın baş tacı olmuştur.
Saray mutfağının , saraydaki ihtişamı sergilemekte en büyük rol oynadığı dönemlerde çorbanın pilavın suyundan başlayıp,kebabın köftenin ana malzemesi olarak en çok tüketilen et türüdür.Şimdi ise koyunun bir yaşına gelmeden önceki hali, sertleşmemiş, pişince ağızda eriyen kuzu eti,lezzeti ile mutfağın en saygıdeğer,en rağbet görenlerinden.En basit yemeklerin içine giren 250 gr. kuzu eti bile o yemeği ziyafete dönüştürmeye yetiyor aslında.Lezzetinin yanı sıra kuzu eti içinde kilo vermede önemli rol oynayan yağ yakıcı CLA (concugated linoleic acid) ve L-Carnitine enzimlerini bol miktarda bulunduruyor.Doğada az miktarda bulunan bu enzimlerle birlikte çinko ,demir, bakır B12, B3, B2 vitaminlerini de içeriğinde bulundurduğunu düşünürsek, kuzu etini mutfağımızdan çıkarmak büyük kayıp olur.Kuzu eti alırken etinin pembe,yağının beyaz olmasına dikkat edilmelidir.Eti kırmızılaşan,yağı sarılaşmaya başlamış etler kuzunun koyun olmaya başladığını gösterir.
Kuzu etini tarif edeceğim şekilde,sadece pişirmeye erken başlayarak, fazla zahmete girmeden ve kesin mükemmel sonuca erişerek sofranıza koyabilirsiniz.



Evde Kuzu Tandır İçin Gerekli Malzemeler


· Bir adet kuzu kol (ortalama 2 kilo civarındagelir.6,7 kişi için yeterlidir.)
· Bir çorba kaşığı tane karabiber
· 20,25 adet arpacık soğan,yoksa büyük soğanlarınızı dörde bölerek kullanabilirsiniz.
· 2 baş sarmısak
· Bir çorba kaşığı kekik
· Tuz,kaynar su
· Sıvıyağ
Kuzu kolu alırken kasabınıza 3 eşit parçaya böldürürseniz tencereye tavaya sığdırmanız daha kolay olur.Bölünmüş etleri teker teker az miktarda sıvı yağ ile birlikte kızgın tavaya alın.Her iki yüzlerini de 5 er dakika orta ateşte kızartın.Bu kızartma işlemi etimizin dışında sert bir katman oluşturup etin suyunun içinde kalmasını sağlamak için.Kızarttığınız etleri sığacak derin bir tencereye yerleştirin.Tuzu,karabiberleri ekleyin.Etlerin yarısına çıkacak kadar kaynar su ilave edin,ortalama 2 su bardağı kadar oluyor.Tencerenin ağzını kapatıp orta boy ocağınızın en kısık ateşinde 2 buçuk saat pişirin.Pişme aşamasında tencerenizin ağzından buhar çıkmaması için kapağın üzerine ağırlık koyabilirsiniz.Bir nevi ilkel düdüklü tencere oluyor o zaman .Eti pişiren suyun buharı olduğu için buhar ne kadar içinde kalırsa o kadar iyi. Düdüklü tencere de kullanabilirsiniz ama süreyi ona göre kısaltmanız gerekecektir. Sürenin sonunda etlerinizi servis yapacağınız fırın kabına yerleştirin. Ayıkladığınız soğan ve sarmısakları kekik ile harmanlayıp aralarına yerleştirin.Tencerede kalan suyu da üzerine gezdirip tepsiyi alüminyum folyo ile sıkıca kaplayın.Servisten bir
saat önce 175 derecede fırınlamaya başlayın.Fırından çıkar  çıkmaz dumanı üzerindeyken servise başlayabilirsiniz.Afiyetle...


Cuma, Mart 05, 2010

İLK ŞEKER HAMURLU PASTA,İYİ Kİ DOĞDUN DENİZ...

Uzun zamandır yapmak isteyip de bir türlü girişemediğim ilk şeker hamuru denemesini gerçekleştirdim.Üstelik şeker hamurunu marshmellowdan yaparak... Marshmellow şeker hamurunun daha yenilebilir olduğunu düşünerek tercih etmiştim ancak maliyet ve zahmet açısından bakarsak hazır şeker hamuru almak daha cazip geliyor şimdi.Çünkü hamuru yapma kısmı değil,hamuru şekillendirme,süsleme kısmı asıl zevkli olan.Şeker hamuru yapımını Ayşe Yaman'ın bloğundaki tarifden birebir uyguladım.Sonuç güzeldi,sadece ölçüden biraz daha fazla pudra şekeri eklemek gerekti.Süsleme için Deniz'imize deniz kızı uygun bir konsept oldu.Pandispanya tarifini bir çok blogda var olan yoğurtlu pandispanya tarifinden,kremayı ise klasik pastacı kremasından hazırladım.Yoğurtlu pandispanya normaline göre daha sert olduğu için şeker hamurlu pastalarda tercih ediliyormuş ancak ben yine de lezzet olarak klasik pandispanyayı tercih ederim.Bir daha ki sefere böyle deneyeceğim,bakalım sonuç nasıl olacak...Kısmet önümüzdeki doğum günlerine.Şimdiden diğer yeğenlerimden siparişler hazır....İyi ki doğdun Deniz,iyi ki doğdunuz güzel şeylerim,hepiniz,iyi ki...



Perşembe, Aralık 10, 2009

Midye Tatlısı Ve Kocakarı Gerdanı(Burma)

Bayramdan kalan ,malum sadece fotoğrafları oldu.Bayram için değişik bir tatlı olsun diye hazırladığımız Midye Tatlısı,kırk yıllık Kocakarı Gerdanına bin bastı diyebiliriz.Kocakarı Gerdanının kötü olduğundan değil tabii,hakkını yemeyelim. Midye Tatlısı kolaylığı ve görüntüsü,lezzeti ile birleşince bir adım daha öne çıktı sadece.Bu tatlıyı yapmak için öyle aman aman hamur açmayı bilmenize gerek yok.Merdaneyi biraz yuvarlayabilmeniz kafi.

  • 1 yumurta
  • 1 çay bardağı süt
  • 1 çay bardağı yoğurt
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı tuz
  • aldığı kadar un
  • Açmak için nişasta
  • Üzeri için 125 gr. eritilmiş tereyağı
  • İçine koymak için çekilmiş fındık ya da ceviz

Şurubu için;3 su bardağı şeker,3buçuk su bardağı suyu 15 dk.kaynatın.Yarım limon suyunu ilave edip bir taşım daha kaynatın ve ılımaya bırakın.

Tereyağı hariç tüm malzemeyi yoğurup açılabilir yumuşaklıkta bir hamur hazırlayın.Hamuru 15 dk. dinlendirip 8 adet bezeye ayırın.Her bir bezeyi nişasta serperek merdane ile servis tabağı büyüklüğüne getirin.Aralarına biraz daha nişasta serpiştirerek sekizini de üst üste koyun.Hepsini birden merdane ile hazır yufka büyüklüğüne gelen kadar inceltin.Bu aşamada orta ve kenarların aynı incelikte olmasına dikkat etmeniz yeterli.Bir ucunda başlayıp hamuru sıkıca rulo yapın.Keskin bir bıçakla 1 cm.eninde dilimleyin.Her bir dilimi tezgaha yatırıp merdane ile biraz ezerek elips şeklini verin.Ortasına iç malzemeyi koyup ikiye katlayınca harika bir midyeniz olacak.Tüm dilimleri tepsiye dizip üzerine erimiş tereyağını fırça ile bolca sürün.175 derecede nar gibi kızartın.Tatlınız soğuk, şerbetiniz ılık olursa hamurun çıtırlığı hiç kaybolmuyor.Afiyetle...

İkinci bayram tatlımız bizim yıllardır Kocakarı Gerdanı dediğimiz, birçoğunuzunsa Burma Tatlı dediği geleneksel lezzet.Ancak bu sefer değişik geldiği için Portakal Ağacı'nın tarifini birebir uyguladık.Bir dahaki sefer yine aynı şekilde yapmaya karar vereceğimiz kadar güzel oldu.Tarife nereden ulaşılır ,siz biliyorsunuz ama ben yine de linkini vereyim.Daha nice bayramlar için tatlı pişirmek dileğiyle,afiyetle...


Salı, Ekim 06, 2009

Hain Kurt Ormanı Ve Teneke Kebabı

Çok önceden yapılmış bir piknikden kalan fotoğraflar bunlar.Oğlumun deyişiyle "hainkurt ormanı"diye adlandırılmayı hakedecek derecede nem kokan,ama gerçekten nefis bir orman burası.Samsun'un yükseklerinde,Kocadağ zirvesine çok yakın,yoldan kendini saklamış,çok güzel bir yer.
Fotoğraf bahane tabi ki,çünkü teneke kebabı şahane...Şu pasaklı tenekenin altından çıkan lezzet şaşırtıcı.
Tek yapmanız gereken ateş yakmaya müsait bir yere sağlam bir kazık çakmak,bütün bir tavuğu fotoğraftaki gibi kazığa geçirmek.Yerken ilave ederim derseniz tuzlamanıza bile gerek yok.Tavuğun başına tavuğa temas etmeyecek şekilde uygun bir teneke geçirip etrafında ateş yakarsanız, kırkbeş dakika sonra aşağıdaki ziyafete sahip olabilirsiniz.
Afiyetle...



Perşembe, Eylül 10, 2009

Krem Karamel Ve Yazın Son Demleri


Yazla baharın kavuştuğu,yağmurların tutarsızca yağdığı şu günlerde annemin bahçesinden bir kaç fotoğraf olsun istedim.Yağmurdan sonra çiçeklerin üzerinde biriken su damlacıkları ne kadar masum...Yıldız çiçeği gibi..




Ve çok lezzetli tatlıya gelelim şimdi.İlk krem karamel tattığımda ömrümün sonuna dek karamel yiyebileceğimi sanmıştım.Oysa şimdi karameli tek sevdiğim şey bu tatlı kaldı.Hazırlamasının kolaylığı bir yana kötü olması herhalde pek muhtemel olmayan bir tatlı bu.En acemi aşçı bile harika bir krem karamel hazırlayabilir bence.

Karameli için:

  • 1 su bardağı şeker
  • 4 çorba kaşığı su

Kremi için:

  • 1 su bardağı şeker
  • 6 yumurta
  • 1 litre süt
  • vanilya

Pişirmek için ısıya dayanıklı tek porsiyonluk fırın kaplarına ihtiyacınız olacak.Ben bu sefer tek kullanımlık folyo kaseler kullandım.Bu ölçüden yedi kase krem karamel çıkıyor.

Karemeli hazırlamak için şeker ve suyu yayvan bir teflon tavaya alıp orta ateşte şeker eriyip açık kahve renk alana dek pişiriyoruz.Bu aşamada şekeri fazla karartmak karamelin tadını mehvedebilir dikkat edin.Açık kahve bir renk bizim için ideal.Karameli sıcakken hemen kaselerimizin diplerine bölüştürüp yayıyoruz.Çok hızlı donduğu için acele etmeliyiz.Sonra derin bir kapta şeker ve yumurtayı çırpıyoruz.Sütü ve vanilyayı ilave edip iyice karıştırıyoruz.Bu karışımı da kaseler bölüştürüyoruz.Kaseleri su dolu bir fırın tepsisine yerleştirip 175 derecede üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.Çıktıktan sonra biraz ılıtıp buzdolabına kaldırın ve en az beş altı saat iyice soğutun.Servis esnasında kenarlarından hafifçe esnetip ya da bıçak gezdirip tabaklara ters çevirebilirsiniz.İyi soğutulmuş bir krem karamelde yumurta kokmaz,içiniz rahat olsun.


Annemin şirin bahçe düzenlemelerinden bir köşe...
Ve akşam sefaları....Sefanız bol,sofranız huzurlu,bereketli olsun.Afiyetle...

Çarşamba, Temmuz 29, 2009

Kaymaklı Poğaça


Poğaçada margarin ya da tereyağ yerine kaymak kullanma düşüncesi tatlı için fazla kaymak alınmış olmasıyla başladı.Her zaman yaptığım klasik poğaça tarifi kaymakla yapılınca pastane ürünlerine benzedi.Bundan sonra kaymaklı poğaçayı daha sık yapmayı düşünüyorum.

  • 125 gr.lık bir kutu kaymak

  • 1/2 çay bardağı sıvıyağ

  • 1 çorba kaşığı yoğurt

  • 2 yumurta(1 sarı üzerine)

  • 1 paket kabartma tozu

  • Aldığınca un,1 tatlı kaşığı tuz

  • üzeri için susam

  • iç malzemesi için 100 gr. peynir+1 çay bardağı rendelenmiş taze kaşar

Tüm malzemeyi yoğurup,peynirli harcı içine koyup poğaçalar yapıyor,üzerlerine yumurta sarısı, susam ekleyip 175 derecede üstleri nar gibi olana dek pişiriyoruz.İçinde kaşar olduğu için sıcakken daha nefis ama soğuyunca da hatırı sayılır güzellikte oluyorlar.İç malzeme zaten keyfinize kalmış,ne dilerseniz....Afiyetle...


Çarşamba, Mayıs 06, 2009

Fındıklı Biscotti


Yine çook ara verdim yazmaya.Dönem dönem yazmaya ara verme,aslında daha çok fırsat bulamama bu aralar bloglarda yaygınlaşan bir durum sanırım.Geçen zaman mutfakta onlarca tat,onlarca fikir denedim.Bunlardan birisi hep yapayım dediğim ama bir türlü yapmadığım,ilk yapışımdan beri ise sürekli değişik çeşitlerini denediğim biscotti,çift pişirilmiş İtalyan bisküvileri oldu.Bu bisküviyi, sırf içine batıracağım diye içmediğim kadar çay kahve içer oldum.İlk denediğim çeşidi fındıklısı idi.Bunu çikolatalı,tarçınlı,üzümlü,zencefilli vs...olanları takip etti.Kavanoza doldurup, her mutfağa girişinizde gözünüze çarpan kendinizi daha zengin hissettiren bu kıtır lezzet gerçekten muhteşem.
  • 3 yumurta
  • 1 türk kahvesi fincanı tozşeker
  • 1 türk kahvesi fincanı sıvıyağ
  • 2 türk kahvesi fincanı iri kıyılmış fındık
  • 1 paket vanilya,1 paket kabartma tozu
  • Yaklaşık 300 gr. kadar un(azar azar ekleyerek kıvam vermek daha garantili)

Yumurta ve şekeri çatalla azıcık çırpın.Sonra yağı ve vanilyayı ekleyin.Kabartma tozu katın.Unun büyük kısmını ekleyip karıştırın.Hamur çok katı olmayacağı için karıştırma işini tahta bir kaşıkla yapabiliyorsunuz.Hamur asla kurabiye hamuru kadar sert olmayacak,kek hamuru kadar da akışkan olmayacak.Elinize yapışan ancak kopardığınızda formu bozulmayan cıvık bir hamur elde ettiğinizde tamamdır.Bu aşamaya kadar un ilavesi yapabilirsiniz.En son fındıkları da ekleyip karıştırın.Hamuru üç eşit parçaya ayırın.Ellerinizi hafif yağlayın ya da her hamura şekil verme öncesi ıslatıp nemli bırakın.Yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye üç ayrı uzun baton şeklinde yerleştirin.Tahmini 5 x30 cm ebatında oluyor her biri.Üzerlerine elinizle bastırıp hafifçe düzleştirin.180 derecede üzerileri kızarana kadar pişirin.Dışarı alıp tamamen soğutun.Soğuyunca parmak kalınlığında verev dilimler halinde dilimleyin.Fırın teline yatay olarak dizin ve 110 derece fırında 20 dk. kadar kurutun.Tamamen soğuduklarında kavanoz ve ya poşet içerisinde dilediğiniz kadar taze saklayabilirsiniz.